“Ormanı koruma” bahanesiyle Ormanı koruyan İkizköylüler ve dostları 200’e yakın Jandarmanın orantısız güç kullanımına maruz kalmışlardı. Bunun üstüne kamu görevlisine direnmekten haklarında dava açılmıştı.
Davanın 2.duruşması bugün Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Anayasa’nın 169/3.maddesine göre; “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.”. Anayasanın 169.maddesi düzenlemesinin yanı sıra yine Anayasa’nın 56/1,2.maddesine göre de; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir”
Ormanı koruma görevinin öncelikle Orman İdaresine ait olmasına karşın, 17.07.2021 tarihinde gerçekleşen kesim girişimi yüzünden, Mahkeme sürecini beklemeyen Orman İşletmesinden ve Şirketten ormanlarını korumak isteyen İkizköy’lüler ve onların dostları, Akbelen Ormanı girişinde özel bir taşınmazda 17.07.2021 tarihinde nöbete başlamışlardı. Bu sayede 08.08.2021 tarihinde yaşanan Şirketin kesiminden haberdar olunmuş ve kesim durdurulmuştu.
Anayasada yazılı ilke ve güvenceler ile yurttaşlık ödevlerini getiren, kalan çok az ormandan birisi olan Akbelen Ormanındaki hukukdışı kesimi durduran, ormanı gözleri gibi koruyan yaşam savunucularına teşekkür edilmesi gerekirken, 10 Ağustos Pazartesi’yi 11 Ağustos Salı’ya bağlayan gece yarısı Jandarma baskını yapıldı. Muğla Valiliği’nin Orman Yangınları İle Mücadele Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler konulu 04.08.2021 tarihli 2021/2 sayılı kararı gerekçe gösterilerek, darp edildiler, kötü muameleye uğradılar, ormanın dışında özel mülk olan alandan zorla çıkarıldılar.
Şimdi de kendilerini sürükleyen Jandarmaya direndikleri için yargılanıyorlar.
Önce şu müdahaleyi bir sorgulayalım,
Kimin emri ile ve ne amaçla yapılmıştır,?
Neden gündüz değil de gece yarısı tercih edilmiştir?
Akbelen direniş alanında hepsi 11 kişiden oluşan yaşam savunucularına neden sayıca 10 katı kalabalık özel jandarma kuvvetiyle müdahale edilmiştir?
Müdahale hukuka uygun mudur?
Bugün görülen duruşmada Savcı ve hakimin adil yargılanmayı, savunma hakkını engelleyen tutumuna şahitlik ettik. Hazır bulunmalarına rağmen tanıklarımız dinlenmedi. Savunma avukatlarının Jandarmaya gece yarısı baskını emrini kimin verdiğinin araştırılması, sanıkların Jandarmanın orantısız güç kullanımı sonucu yaralanmalarını tespit eden adli tıp raporlarının dosyaya getirilmesi talepleri başta olmak üzere de bütün talepleri reddedildi. şikayetçi jandarma astsubaylarından birisinin ifadesi alınmadan Savcı tarafından esas hakkında mütalaa sunuldu. Sanıkların cezalandırılmasını isteyen mütalaayı kabul etmeyen sanık avukatları, esas hakkındaki savunmalarını yazılı olarak sunmak için süre talebinde bulundular, ayrıca bir sonraki celse için adil yargılamayı uygun duruşma ortamının sağlanmasını istediler. Yeni duruşma gününün. belirlenmesi de tartışmaya yol açtı, mahkemece 3 gün sonrasına 19 Eylül’e duruşma konulmaya kalkışılması, avukatların savunma hakkının kısıtlanması itirazına yol açtı, tartışmalar sonucunda 11 gün sonrasına yeni duruşma günü verildi.
Duruşma 27 Eylül 2022 Salı saat 14:30’da Milas Adliyesinde görülecek.
İkizköy dostlarını, yaşam savunıcularını bütün demokratik kitle örgütlerini baroları avukatları bu davaya sahip çıkmaya ve desteğe bekliyoruz.
İkizköy Çevre Komitesi
Duruşma sonrası avukatlarımız davaya ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
Direnenler er yada geç mutlaka kazanacak..!
Ve tarih bunu yazacak..!